Tosya Haberler

KADINLARIN EŞLERİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI

KADINLARIN EŞLERİ  ÜZERİNDEKİ HAKLARI
608 views Okundu
07 Kasım 2015 - 20:51

KADINLARIN EŞLERİ  ÜZERİNDEKİ HAKLARI

Bir kardeşimin ricası üzerine;

     İnsanlığın serüveni kadar eski bir hikâyeydi kadın ve  erkeğin hikâyesi.

   Bidayette söylem ve eylemlerle  ‘yaşanan vakıa’ dan öteye geçmeyen mesele,kültürlerin oluşumuyla ”kültürel olgular ve  toplumları sürekleyen faktörler” olarak karşımıza çıkmaktaydı.

  ‘İnsan’merkezli olan kadın erkek meselesi,   yaratıcının insana peygamberleri aracılığıyla müdahalesiyle kütürel algıların hegomonyasından kurtarılarak vahiy kaynaklı ıslahın  alanlarından biri haline gelmiştir.

   Tevhid mücadelesinde Allah’ın mutlak hakimiyetini esas alan,ortak söylemleriyle toplumları  ıslah mücadelesi veren peygamberler, muhatabı oldukları bedevi toplumları  vahyin ışığıyla aydınlatmışlardır.

   Bu aydınlanma,son peygamberin muhatap olduğu bedevi Arap toplumunu vahyin müdahalesiyle hızlı bir şekilde  medeni bir topluma dönüştürmüştü.

  Bu aydınlanma evresinde bir meta gibi alınıp satılan kadınlar  ‘Allah’ın emaneti’ statüsünü kazanmıştı.

   Ancak peygamberin vefatından sonra İslâm kültürel birikimi, ’emanet edilen eller’ ile olduğu yerden,olmaması gereken yere doğru inişe geçirilmişti.

  Erkek egemen bir söylemle kadın erkeğin sadece  ‘kölesi’ olabilmişti.

  Peygamberimizin konu ile ilgili bize aktarılan söylemlerinin seçilmiş bir kısmı,  erkeğin ‘kaybedilmemiş hakları’nı teslim eder formatta

kendisine kültürümüzde yer bulurken, diğer bir kısmı gözlerden uzak bir yerde, kadınların aleyhine olmak koşuluyla bir kenarda unutulmaya terk edilmişti.
 
  Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”

  Esefle belirtmek gerekir ki; Bu hadis müsteşriklerin İslâm dinini eleştirmelerinde kullandıkları yegâne malzeme olmuştur.

   Veda haccından gelen ve Kadını ‘Alah’ın emaneti’ olarak bırakan öğreti,yerini kadını unutan fıkıh,ve hadis kitaplarına bırakmış,ve peygamber ,tabir yerindeyse sadece erkeklerin peygamberi olmuş,öğretileri ise sadece erkeklerin kadınlar üzerindeki haklarını konuşan bir ‘taşıyıcı’ nın öğretilerinden öte bi anlam ifade etmeyecek şekilde tarihin tozlu raflarında hapsolmuştu.
 
  Öğretide ‘kadın hakları’ konulu hadisler kaynakların en ‘okunamaz’ yerlerinde saklanmış, adeta kaybolmuştu.
  
   Dahası  ‘kadın hakları’ tabirini kullanan herkes,modernitenin etkisinde kalmış feminist akımlar olarak suçlanmıştı.

  Bu durumda Allah’ın kadın kullarından bahsedenler,sessizce susturulmuş,meydan tek yanlı rivayetlerin ambargosuyla oluşan YANLIŞ DİN ALGISI na kalmıştı.

  Doğal olarak bu durum en çok İslâm dini üzerindeki haksız ‘haksızlık söylemleri’nin doğmasının en önemli nedeni olmuştu.

  Oysa ne din, ne de din koyucu bunu murad etmemiş,ne feminist söylemlere ,ne de haksız erkek egemenliğine pirim vermemiş,kendi algı sistemini bunlardan bağımsız olarak kurmuştur.
 “Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, cennete girer”öğretsiyle kadının eşinin sağ kolu olmasını sağlamayı amaçlayan Peygamberin söyledikleri,söylemediği şeylerden oluşan iftira seli arasında kaybolmuştur.

  Yanlış din algısı inşa eden bu rivayetlerden birisinde ;

Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz.”

Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

Bu hadisle ise kadına yönelik şiddet adeta teşvik edilmiştir.

Bir diğer rivayete bakalım;

– Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl’e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan râzı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.”

Bir erkeğin davetine karşılık vermeyen kadın yerilirken kadını o yatağa ‘gel/e/mez’ hâle getiren erkekten hiç bahsedilmemiştir.

Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: “Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lânet okurlar.”

  Bu rivayet,erkek ne yaparsa yapsın kadının tepki koymaya bile hakkı olmadığı algısını  hissettirecek kadar öne çıkarılmıştır.

 Bağlamında incelendiğinde anlamı olacak bu rivayetler bağlamından

koparılarak öne çıkarılmış,kadının hakkını da teslim eden rivayetler ise hiç gündeme getirilmemiştir.
  Kadını ‘Allah’ın emaneti’derecesine yücelten bir peygamberin kadının kocası üzerinde var olan haklarından hiç bahsetmemesi düşünülemez.
 
  İyi niyetli bir kısım raviler,birkaç tane ‘lutfen’ hadis rivayet etmiş,geri kalanını toplumun vicdanına bırakmışlardır.

Şimdi bunlardan bazılarına bakalım;

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kadınlara hayırhah olun, zira kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır. Eyeği kemiğinin en eğri yeri yukarı kısmıdır. Onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi haline bırakırsan eğri halde kalır. Öyleyse kadınlara hayarhah olun.”

Buhari, Nikah 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Rada 65, (1468); Tirmizi, Talak 12,

‘Hayırhah’lıktan bahseden bu rivayet, tüm iyimserliğine rağmen kadının ‘düzeltilemeyecek’bir yaratık’olduğunu vurgulamadan geçememiştir.

Amr İbnu’I-Ahvas (radıyalİahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kadınlara karşı hayırhah olun. Çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.”

Tirmizi, Tefsir Tevbe, (3087).

Bu rivayet ise kadını ‘esir’ olarak va’z etmiş,kadının kocası üzerindeki hakları başlığı altında yine kocanın haklarını saymış,bitirememiştir.
Kadına ise sadece kocasının yediğinden yiyebilip giydiğinden giyebilme hakkı (!)nı ‘lutfen’vermiştir.

Bu hadislerin senet ve metin tenkidi uzmanlarının işidir.

Bizi ilgilendiren kısmı ise bunların karşısında hiçbir rivayetin öne çıkarılmamış olmasıdır.

   Kadını kocasına ‘Allah’ın emaneti’olarak bırakan peygamberin birden fazla eşinin olduğu  göz önüne alınırsa, gelen rivayetlerde hakim olan,peygamberin eşlerinin huzurunu  sağlamayı başardığı gerçeği,peygamberin kadın psikolojisini gözeten bir eş olduğunu gösteren en bariz karinedir.

Peki bize ulaşan bu din nassıl bu hale geldi?

 Bunun birçok nedeninden bahsetmek mümkün olsa da ilk söylenmesi gereken;
Dinin erkek egemen bir toplumda tedvin dönemi  geçirmiş olduğu gerçeğidir.

  Rivayet kültüründe kadın algısının çarpıklıklarını Doç Dr ibrahim Sarmış’ın aynı isimdeki kitabına başvurarak bilimsel düzlemde görebilmek mümkündür.

  İlmihâl kitaplarımızda  kadının kocasına karşı görevleri başlığına karşın,maalesef kadının kocası üzerinde haklarını anlatan tek bir bab bile bulmak mümkün ol/a/mamıştır.

Peki din bu mudur?
İnsanı yaratan Allah kadını bir birey olarak kabul etmemiş olabilir mi?

Toplumları doğuran kadının mutluluğu en azından toplumlar için önemli değil midir?

Çocukları mutsuz kadınlar eliyle yetişen toplumların insanlık için verebileceği ne olabilir?

Erkeklere yüklenen tek vazife evin iaşesinin temin etmek midir?

Klasik din tarifinde”insanın huzur ve mutluluğa götüren yol” tanımı vardır.Buradan hareketle dinin insanın psikolojisini önemsememesi ve mutluluğunu sağlayacak şeylere değer vermemesi düşünülemez.

  Allah insanı,dolayısıyla birbirinden az ya da çok olmamak koşuluyla kadın ver erkeği birey olarak görür ve mutluluklarını önemser.

  İnsan biyolojik bir varlıktır.Beden ve ruhuyla bir bütündür.Bedenin sağlıklı olması kadar ruhun da sağlıklı olması önemlidir.

   Dahası,ruhu hasta olan insanın bedeninin sağlıklı olmasından söz edilemez.

  Yemek içmek ile bedenin ihtiyaçları karşılanırken,mutlu olmakla ruhun sağlığı sağlanmış olur.

   Kadının mutluluğu,evin mutluluğunun teminatıdır.Sağlıklı çocuklar mutlu annelerin eliyle yetişir.

  Kadının mutluluğu ise eşiyle mutlu olmasından başka birşeyle mümkün ol/a/maz.

   İşte tam burda peygamber öğretisi olarak kadınların Allah’ın emaneti olarak görülmesi çok önemlidir.
   Kadınların eşleri üzerindeki hakları biyolojik gereksinimlerin çok ötesinde,ruhsal gereksinimlerinin karşılanmasıdır.

  Evine geldiğinde güler yüz bekleyen her erkeğin, güler yüzlü olmak gibi bir sorumluluğu vardır.

   Erkek kapıdan girdiğinde Tv deki dizilerin takibinden daha çok eşinin duygusal gererksinimleri gibi bir görevi  gündeme almazsa kendisine cennet olabilecek yuvanın cehennem oluşunun nedenlerinden en önemlisini icra etmiş demektir.

   Yapısı gereği mehremiyet ekseninde olan kadının dini hayatında eşinden başka bir seçeneği yoktur.Bu nedenle görülmeye farkedilmeye ihtiyacı vardır.

   Kadın kocasına ve evine tüm varlığıyla kendisini adarken bir varlık olarak kabul edililip buna göre davranış sergilemeyen eşinin sunduğu hayatıyla verimsiz bir eğitmen olur ki bunun ilk cefasını çekmek eşine düşer,sonrasında çocuklar bundan olumsuz yönde etkilenirler.
  
   Kocasına süslenmek gibi bir görevi olan kadının en vazgeçilmez hakkı,onun tarafından aynı hassasiyetle muamele görmektir.
   
   Erkeği kendisini yatağına davet ettiğinde ona karşı ”eş” olma sorumluluğuyla yüklü kadının eşi üzerindeki en önemli hakkı, bu vazifesini hayvani bir vazife olarak değil,insan değeri bularak icra edebileceği koşulların eşi tarafından oluşturulmasıdır.

   Eşinin ailesine karşı kendi ailesi gibi davranma sorumluluğu, her iki tarafın da ihmal etmemesi gereken bir sorumluluktur.
   
 Peygamberimizin hz  Aişe ile olan diyalog ve iletişimi herkesin malumudur.Yılara rağmen devam eden bir sevgi,ve birlikte koşarak yarışmakta sembolleşmiş iletişim gücü kadının eşine sunacaklarının teminatı olacaktır.
   Teknolojinin zirve yaptığı zamanlarda,eşlerin birbirlerini ihmâl edecek kadar teknoloji bağımlısı olmaları ciddi bir sorundur.Her iki taraf için de hassasiyet gösterilmesi gereken bir husustur.

  Kısacası kadın  ve erkek birbirini tamamlayan,birbiri olmadan yarım olan varıklardır.Hiç birisinin diğerini ”eşsiz” bırakmaya hakkı yoktur.

   Eşler birbirine ”eş”olmayı başarcak kadar hassas olmalı,ve bunu en önemli görev olarak bilmeli,bir iken ayrı olmamak için gerekli her şarta harfiyen uymalıdırlar.

  Kadın da erkek de bir diğeri olmadan yarım kalan bir bütünün parçalarıdır.

  Her iki taraf da birbirinden sorumludur,karşılıklı hakları vardır.
  İşe öncelikle” Kadının eşi üzerindeki hakları” başlığını kitaplara koymakla başlamalıdır.

  Kültürel algıların bireyleri  kadın ve erkek hakları konusunda duyarsızlaştırdığı bir zamanda işin erbabının halkı  bu kültür erozyonunun etkisinden çıkaracak akademik,biilimsel,sosyolojik,psikolojik çalışmalar yapmaları gerekmektedir.

  Yeni bir kültür inşası,sorumluluğunun bilincine varmış bireylerin çabalarıyla mümkündür.

SALİHA BAKICI

 

ANKET

Websitemizden memnun musunuz?

  • Evet (100%, 2 Oy)
  • Hayır (0%, 0 Oy)

Toplam oy veren: 2

Yükleniyor ... Yükleniyor ...

Copyright © Tosya Haberler | Tüm hakları saklıdır. | Bakım: arivisti.com

Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort