Son günlerde ilçemizdeki siyasi gelişmeler Basın mensuplarının da kafasını karıştırdı.
Gazeteciliğin doğası gereği halkın sesi olmak adına soru soran ve sorgulayanlar olduğu kadar, ticari kaygılar yüzünden etliye sütlüye karışmadan soru sormaya cesaret edemeyenler” dün olduğu gibi bugünde kendilerini gösterdiler.
Gazetecilik öyle bir hal aldı ki, Bir yanda gece gündüz demeden emek vererek olay anında haber peşinde koşan gazeteciler var. Diğer tarafta işin magazin ve gezme yönünden bakan, gazeteciliği Sosyal Medya üzerinden masa başında kopyala yapıştır yaparak vatandaşın sesine değil de ticari beklentilerini ön planda tutanlar var.
GAZETECİLİĞİN DÜSTURU SORU SORMAK
Yaşadığı şehrin sorunları sıkıntılarını beklentilerini en iyi bilenler gazetecilerdir , her an her yerde vatandaşlardan gelen talepleri ,sorunları beklentileri şehrin siyasetçilerine yada bürokratlarına sormak bir gazetecinin en büyük görevlerinden birisidir, bu soruların bir çoğu aslında gazeteciye sokakta vatandaşlar tarafından sorulan sorulardır ki gazeteci bu bağlamda vatandaş ile siyasetçilerin ve bürokratların arasında bir köprü vazifesi de oluşturmaktadır .Bu yüzdendir ki gazetecilerin sorularını farklı mecralara çekmek art niyet aramak kimsenin haddi değildir ve olmamalıdır.
Maalesef basın camiasının içerisinde “Gazeteciliğin düsturu olan soru sorma ilkesinin önüne geçerek, ticari beklentilerini ön planda tutarak cilalı yağlama dönemine geçmeye çalışanlar” bu mesleği itibarsızlaştırmaya devam ediyorlar.
Yerel gazeteciler, bulundukları yörenin sesi, kulağı ve gözüdür. Kimse, gazetecinin önemini küçümseyemez ve nasıl yazmasını veya nasıl soru sormasını sorgulayamaz.
Bir ilçede yapılan proje veya çalışma sonrasında siyasiler basının karşına çıkarak biz yaptık, siz yaptınız tartışmaları yaparken bir gazetecinin işin doğrusunu öğrenmek ve tartışmaları sonlandırmak adına her iki tarafa da ‘’kim yaptı ‘’ diye sorması niye bu kadar birilerini tedirgin ediyor bunu da anlamak mümkün değil.
Ne demişler, “Söz uçar gider, yazı baki kalır.”
Bunlar, mesleğin ne etik değerlerini ne kamu vicdanını ne gerçeği doğruyu arıyor ne de bir başka değeri sayıyorlar, halkın sorunlarından, görev anlayışı ve sorumluluktan uzak bir dünyada yaşıyorlar.
Tek amaçları, hedeflerine ulaşabilmek için her yolu “Mubah” sayıp yola devam etmek,
Kimseye gazeteciliği öğretmek veya algı yapmak bizim haddimiz değil. Biz haddimiz olmayan konulara girmezken sayın büyüklerde misafir ettikleri ortamda gazetecilere gazetecilik yapmayı öğretmesin.
Gazetecinin, kamuoyuna karşı görevleri ve sorumlulukları vardır.
Gazeteci bu bilinç içinde hareket eder ve kamuoyuna en doğru en gerçek haberleri ulaştırmayı amaçlar.
Şunu hiçbir zaman Unutmayalım ‘’Basın Tosya’nın Özgür Sesidir ‘’
Bu ses kısıldığı an, Tosya sessiz ve karanlık kalır doğru ve yanlıştan söz edilemez. Vesselam.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun