8 Mart 1857 yılında Amerika’da insanca hayat isteğiyle başlatılan mücadele, 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından Kadın Hakları ve Uluslararası Barış Günü olarak kabul edilmiştir. Bu vesileyle kadınların dünyadaki hâline değinmek manalı olacaktır.
Kadın deyince Anadolu’da bir lokma aşa şükrederek yaşayan, kendine düşen bütün mesuliyeti göğüsleyen, iffetli, mert ve kanaatkâr kadınlar akla gelir. Başörtüsü başından çekilip alınmış şerefli kadınlarımız, terörün hunharca şehit ettiği çiçeği burnunda öğretmen, doktor, hemşire, mühendis kadınlarımız ile Hocalı’da karınlarındaki bebekleri süngüyle öldürülen kadınlarımız aklımızdan hiç çıkmaz. Ebu Gureyb Hapishanesi’ndeki feryatları yazan Irak’lı Nur gibi esir kadınlarımız, Mısır’da bir babanın 17 yaşında öldürülen kızı için yazdığı mektupla hatırlanan Esma gibi kızlarımız, Afganistan’da bombadan korkan güzel gözleri meşhur dergilere kapak yapılan kadınlarımız, Filistin’de İsrail askerine taş attığı için evlatları gözleri önünde öldürülen kadınlarımız aklımıza geldikçe yüreğimiz sızlar. Suriye’de ‘Sizin kadınlarınız bize helaldir.’ denilerek alıkonulan Türkmen kadınlarımız, Doğu Türkistan’da anne olma hakkı elinden alınan ve bebeği kürtaj yoluyla zorla alınan kadınlarımız, tek suçu Müslüman olan ve komşu olduğu milletler tarafından yıllarca tecavüze uğrayan Bosnalı kadınlarımız akla gelince gözlerimiz dolar. Myanmar’da, Nijerya’da, Çeçenistan’da, Libya’da, Hindistan’da ve Dünya’nın birçok yerinde kadınlarımız dayanılmaz acılara maruz kalmaktadır.
Türk ve İslam Dünyasının hamisi rolüyle Ülkemizin liderliğinde 2023, 2053, 2071 hedefleri doğrultusunda gelecek günlerin bütün insanlık ve kadınlar adına daha güzel olacağını temenni ediyoruz. Her şeyin en güzeline layık olan başta şehit anaları ve eşleri olmak üzere bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.