Türkiye’nin kendi rotasında gitme kararlılığı ABD’yi rahatsız etti. Artık bu noktada anlaşılmayan bir şey kalmadı… Son kriz yine NATO’da çıktı! ÖZÜR gelse de her şey milimetrik hesaplarla yapıldı. Yani bir hata ve yanlışlık yok! Norveç’teki Müşterek Harp Merkezi’nde, ilk olayda simülasyonla ilgili arka plan belgeleri çerçevesinde ‘Düşman Liderler Biyografisi’ hazırlandı. Ancak hazırlığı yapan ekip teknisyeni Atatürk’ün heykelini bu biyografilerden birine yerleştirdi. Diğer skandal ise NATO içinde kullanılan SOHBET programlarında yaşandı. Biri ‘Recep Tayyip Erdoğan’ adlı sahte hesap açtı. Erdoğan’ın simülasyonda ‘düşman ülke liderleriyle’ yakın ilişki kurduğu ve işbirliği yaptığı mesajını verdi. Bunlar ilişkinin KOD’larını belirten hareketlerdi… Hepsinin bir amacı vardı. Zaten şu an Türkiye’nin uğraştığı her konu aynı elden yönetiliyor gibi… Açalım. Çok önemli çünkü! NATO, Pentagon’a bağlı bir askeri kurumdur… 28 ülkenin üye olduğu NATO, emirleri ve planları Washington’dan alır. Eğer NATO içinde ABD’den bağımsız karar alırsanız, siyasi hayatınız biter. 2011 yılında NATO kararı beklenmeden Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Libya’ya askeri operasyon başlattı. Şu anda Sarkozy’nin ne yaptığını bilen var mı? Neredeyse anılarını yayınlatacak bir kitabevi bulamıyor. Çünkü Washington’ın emri olmadan kendi operasyon yapmıştı. Cezası kesildi! Sorunu açık bir şekilde tarif edersek NATO Türkiye’ye Sarkozy’ye baktığı gibi bakmakta… Türkiye kendi kararlarını almakta ısrar ettiği için baskılar artmakta… Washington veya Pentagon, NATO’yu üye ülkeleri askeri anlamda kontrol etmek için kullanır. Son derece anlaşılır bir durum bu! Yıllar içinde herkes bunu öğrendi zaten… Bilinmeyen şu! NATO, Türkiye’yi üyelikten atmak için plan yaptı. Aslında 2014 yılında Kobani eylemleriyle başlayan süreç, Türkiye’ye NATO müdahalesiyle sonuçlanacaktı. 15 Temmuz darbe girişimini planlayan NATO askerleri, Kobani eylemlerinin merkezinde yer aldı. Biz bunları hiç konuşmadık, yazmadık! NATO, Türkiye ile yürümek istemiyor. Ankara da bunu bilerek tansiyonu düşürüyor ve kendi yolunun taşlarını döşüyor… FETÖ üyeliğinden hapiste olan veya yurt dışına kaçan askerler ile Emniyet’te görevli isimlerin tümü, Kobani eylemlerinin büyümesi için organize adımlar attı. İlk günler çok etkili başlayan eylemler başarılı sonuçlanmayınca NATO’nun planı suya düştü. 19 Ekim 2014 tarihinde NATO’nun Türkiye’ye askeri müdahale yapacağı kararlaştırılmıştı. OLMADI… YAPAMADILAR! Planları istediği gibi gitmedi! Peki neden bu sınıra geldiler? Cevap basitti! NATO, Türkiye’nin özellikle Ortadoğu’da etkin olmasıyla birlikte, bu bölgelerde gücünün azaldığını gördü. Pentagon, Trump’la birlikte Arap NATO’su kurmaya karar verdi. Bunun nedeni Arap coğrafyasında Türkiye’nin etkin rolüydü. Yani Türkiye planları değiştiren ülkeydi. Daha iyi bakıldığında görülecektir, 2016 kritik bir yıldı! NATO TERÖR ile askeri darbeye giden yolu açmak istedi… Çünkü terör saldırıları halkın sokağa çıkmasını sağlayacak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki NATO askerleri de darbeyi gerçekleştirecekti. 12 Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet… 17 Şubat 2016: Ankara Çankaya… 13 Mart 2016: Ankara Güvenpark… 19 Mart 2016: İstanbul Beyoğlu… 27 Nisan 2016: Bursa Ulu Camii… 1 Mayıs 2016: Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü binası… 10 Mayıs 2016: Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesi… 12 Mayıs 2016: Diyarbakır’ın Sur ilçesi… 12 Mayıs 2016: İstanbul Samandıra Kışlası… 7 Haziran 2016: İstanbul Vezneciler… 8 Haziran 2016: Mardin Midyat… 28 Haziran 2016: İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısı… Hepsi bir plan dahilinde gerçekleşti! Bu terör saldırılarına rağmen halk isyanı başlamadı. NATO, arka arkaya yaptığı Türkiye planlarının başarısız olması nedeniyle elindeki son kozu da kullanmaya karar verdi. Aslında darbe birkaç ay daha bekletilecekti. Ancak terör saldırılarından sonuç alamayan NATO, 15 Temmuz darbe girişiminin startını Haziran sonunda verdi. NATO’nun en büyük operasyonu kuşkusuz FETÖ üyelerinden oluşan grubuyla birlikte 15 TEMMUZ darbe denemesiydi. Bu darbenin başarısız olması, Türkiye’ye yönelik planların daha da sertleşmesine neden oldu. Türkiye’ye yakın ülkeleri abluka altına almak için adımlar attı. Türkiye’den vazgeçmediler, aksine DÜŞMANCA tutum içerisinde hareket etmeye başladılar! Dün de yazdım! Katar bu konunun merkezinde yer alıyor. Tüm abluka adımlarına rağmen KATAR hala güçlü ve ayakta. ABD gibi bir dev, Katar gibi dünya haritasında yerini bulmak için büyüteç kullanmak zorunda olduğunuz bir ülkeyi köşeye sıkıştıramadı! GARİP DEĞİL Mİ? Ya ABD bildiğimiz kadar güçlü değildi ya da Katar sandığımızdan çok daha büyük güçlere sahipti! Bunda elbette İngiltere ve Türkiye’nin gücünün önemi çok fazla! Ancak net olarak görülen bir şey var: Katar hala güçlü… Türkiye ile hala güçlü bir ittifak içinde! Türkiye’yi NATO’dan atmak isteyen ABD, KATAR için askeri operasyona çok önce karar verdi! Bunun için NATO üyesi Türkiye’nin Katar’da olmaması gerekiyor. Katar ablukasında taleplerin ilk sırasında Türk askeri üssünün Katar’dan gönderilmesi vardı. Bu tesadüf olamazdı! Müslüman ülkeler bizden rahatsızdı! Hatırlayın! Sonuçta NATO bir kez daha başarısız oldu ve Türk askeri üssü hala KATAR’da. Hem her geçen gün genişlemekte… İşte tam bu nedenle NATO Türkiye’yi atmak için düğmeye bastı! Peş peşe hamleler gelecek. NATO bu konuda amacına ulaştığı an Katar’ı terör ülkesi ilan edecek ve askeri operasyon başlatacak. Türk askeri de eğer hala bölgede kalıyorsa, NATO ile çatışacak. “NATO üyesi değil” kimliğiyle… Doha’da başlayacak çatışma, YPG’li teröristlerin de ellerini silaha götürmesinin önünü açacak. Türkiye içinde bu kez başlatılmasına kesin gözüyle bakılan ayaklanma, Diyarbakır ve Hakkari merkezde olacak. Bölge karışacak! Türk Emniyet güçleri buralara müdahale etmek istediği an GLADYO BÜYÜK ŞEHİR LER DE ortaya çıkacak… Muhtemelen KÜRT VATANDAŞLARIMIZIN ZARAR GÖRECEĞİ EYLEMLERE İMZA ATACAKLAR… Olaylar büyüyecek, NATO askeri müdahaleyi tekrar masaya getirecek… OYUN BU! Rıza Sarraf’tan YPG’ye, oradan da FETÖ’ye kadar uzanan eksende amaç aynı! KONTROL EDİLEBİLİR TÜRKİYE … Şu anda Türkiye’den kaçan 10 NATO generali, Brüksel’deki merkezde Türk Ordusu’nun artılarını ve eksilerini anlatıyor. Hangi sınır bölgelerinde riskler var, NATO ona göre hazırlık yapıyor. Sınır bölgelerinde şu anda görevli olan bazı Türk komutanların da aslında NATO ilişkileri üst seviyede. Onlara düşen görev, sınırdan YPG’lilerin girmesini hızlandırmak. Türkiye’nin NATO ile ilişkilerinin daha da sertleşmesi gerekiyor ki bu planlar hayata geçirilsin. Tansiyon sürekli yükselecek. Türk medyasında NATO’ya çalışan görevliler de kopuşun sorumlusu olarak Ankara’yı gösterecek yazılar kaleme alacak. Bu da algı için çok önemli… OPERASYON BU! AKILLI VE BİR OLMA ZAMANI… Oyunu anlarsak her şeye biz karar veririz. Düşünün! İyi düşünün! Ergün Diler haber= http://turkiyeakmerkez.com/