15 TEMMUZ 2016 HAİNDARBE GİRİŞİMİNİN ÜZERİNDEN GEÇEN 5 SENE SONRASINDA www.tosyahaberler.com FARKI İLE ORTAYA ÇIKAN KAHRAMAN 5 TÜRK
15 temmuz hain darbe girişiminde o akşamın bir numaralı kahramanı Başbakanlık Güvenlik İşlerinden sorumlu müsteşar yardımcısı Özer Kontoğlu ve onun direktifleri ile o akşam Ülkenin son kalesi olan Genel Kurmay Başkanlığını hainlerin elinden alan 4 kişilik eki ” Çağımızın Ulubatlı Hasan’ları”dır.
15 Temmuz hain Feto örgütünce gerçekleştirilmek istenen darbe gecesinde verdiği karar ve direktif ile Ülkemizin kurtulmasında büyük rol oynayan Özer KONTOĞLU, o sıralar yine Başbakanlık’ta Müşavir olarak görev yapan mesai arkadaşı Birol DOK’u arayak; “Birol; durum çok tehlikeli bir mecrâda, Türkiye bıçak sırtında… Hulûsi Paşa Genelkurmay’da rehin alınmış durumda… Âcilen Genelkurmay binasına girmek için bir şeyler yapmak gerek… Genelkurmay’ı hâinlere bırakmamak için siz orada bulunanlara, ucunda şehâdet bulunan çok önemli bir vatan görevi düşüyor, elinizden geleni yapın…” diyerek Genelkurmay’a girilmesi tâlimâtını vermiş, o gece hâin darbenin önlenmesinde çok hayâtî bir işin ilk ateşini yakmıştır.
Bunun üzerine Birol Dok da Yanında bulunun ağabeyi Erol DOK’a “AĞABEYİM; Genelkurmay’a girmemiz gerekiyor, durum epey kritikmiş, Hulûsi Paşa içerde rehin alınmış!..”deyince Erol Dok; lider karakterli yapısından ve teşkilatçılık tecrübesinden gelen kitleleri yönetme kabiliyeti ile Kızılay Meydanı’nda toplanan 200-300 kişilik grubu da arkasına alarak Genelkurmay Kavşağı’nda biriken sayıları 500’ü aşan kalabalığı organize etmiş, bu yüce istiklal ve geleceğin istikbal savaşı için orada İstiklâl Marşı’mızı okutarak Türk milletinin bağımsızlık ruhunu ortaya çıkarmış ve oluşan o heyecan dalgasının ardından elindeki Türk bayrağıyla topluluğa liderlik yaparak arkasındaki büyük halk kitlesini Genelkurmay Binası’nın önüne getirmiştir…
Erol DOK; liderlik ettiği toplulukla Genelkurmay’ın önündeki o görkemli demir korkulukları gece saat 02.10’da sallayıp sarsmaya başlamış ve on dakika içinde demir korkulukları geriye doğru yıkarak kahramanca bahçeye en önden girmiştir. Prof. Dr. Emrah Şenel, Birol Dok, Dr. Vefa Aloğlu ve Mustafa İlker Kılıç beraberinde; Oğuz Han nesli olan ve “titreyip kendine gelen” millet ve devlet sevdâlısı topluluğu harekete geçirip;“Yâ Allah!.. Bismillâh!.. Allâhuekber!..” nidâlarıyla Türklüğün son kalesini canı pahasına savunmuş ve vatan hainlerinin ateş etmesine aldırmadan FETÖ’cü alçakların helikopter ve savaş uçaklarından sıktığı kurşunlara meydan okumuş adeta kendini siper etmiş ve Genelkurmay kapısını korumaya almışlardır.
Bunlar yaşanırken Genelkurmay’ın önünde yaralananlar hatta şehâdet şerbetini içenler olmuştur… Erol Dok; Dr. Emrah Şenel’e yardım ederek yaralı gâzîlere ilk müdâhalede bulunmuş, onların yaralarına asil Türk Bayrağı ile tampon yapmış ve o gece hâinlere karşı direnişin destanını yazan isimsiz kahramanlar olarak; vatana, bayrağa ve istiklâle el uzatmaya kalkan alçak hainleri püskürterek, Türk’ün aziz ve asil evlâtlarıyla birlikte kutsal vatana sâhip çıkılmıştır.
O gece bir ara; kulakları sağır eden F-16’ların alçaktan uçuşu, helikopterlerle FETÖ’cü hainlerin devamlı sorti yaparak Genelkurmay önündeki kalabalığı taraması sırasında oluşan kargaşa, hengâme, kaçışma ve kaos sebebiyle bir ara Dr. Emrah, Birol Dok ve Dr. Vefâ ile irtibatı kopmuştur. Onları kaybedip etrafında göremeyen Erol Dok; “Yâ Rab!.. Birol’umu koru, bir şehit gerekiyorsa beni al… Emrah’ın, Vefâ’nın çocukları küçük, onların yerine ben varım. Ben ‘Sonsuzluğun Sâhibi’ne ulaşan Cennetteki Muhsin Başkanımın yanına ancak şehit olarak gidebilirim. O’na orada kavuşabilirim” diye duâ etmiş ve bir sohbetimizde “O gece şehit olmayı o kadar çok istemiştim ki!..” demişti.
Yukarıda özetlediğimiz hâdiseler, Erol DOK’un “Bir Daha Yaşanmaması Gereken Günler” kitabında alıntılardır. O; 15 Temmuz gecesini anlattığı kitabına, şehit ve gâzîlerin kanıyla bulanmış Ay Yıldızlı bayrağımızın fotoğrafını koymuş ve; “Elimizdeki bayrak, yaralı ve şehitlere tampon yapmakta kullanılmış kanlı bayraktır. Şehit kanı bir kez daha bayrağı bayrak yapmıştır. O gece çevrede, Genelkurmay kavşağında vatan için, millet için 72 şehit, 253 yaralı, gâzî verilmiştir.” diyerek tarihe çok önemli bir not düşmüştür.
Evet işte 15 Temmuz 2016′ hain darbe girişiminde o günün Başbakanlık Güvenlik İşlerinden sorumlu olan ÖZER KONTOĞLU verdiği tarihi direktif ile Türk Milleti’nin kahraman evlatları Genelkurmay’a girmiş ve Hulusi Paşa Genelkurmay’dan çıkarmışlardır. Genelkurmay Fetö’den temizlenerek oda oda geri alınmıştır..
ÖZER KONTOĞLU ,BİROL DOK EROL DOK, Prof. Dr. EMRAH ŞENEL ,Dr. VEFA ALAOĞLU , MUSTAFA İLKER KILIÇ bir daha yaşanmaması gereken o karanlık gecede Türkiye Cumhuriyeti’nin son kalesi olan Genelkurmay’ı hain Fetö örgütünün elinden canları pahasına cesurca savunmuş, alçakların elinden koparıp geri alarak isimlerini tarihe ” 15 TEMMUZUN ULUBATLI HASAN’LARI” olarak altın harflerle yazdırmışlardır.
Üzerinden 5 sene geçse dahi hala etkisini üzerimizden atamadığımız o hain darbe girişimi gecesinde göstermiş oldukları vatanseverlik duruşu ile alçak Fetö örgütünün hesaplarını bozan, iki büyük kahraman Özer KONTOĞLU ve Birol DOK Türkiye Cumhuriyeti İç İşleri Bakanlığı’nda Müşavir ünvanı ile görevlerini devam ettirerek ülkemizi en iyi şekilde temsil etmektedirler.
15 Temmuz gecesinin büyük kahramanı, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda idamla yargılanmış, MHP ve BBP’de önemli siyasi görevler yapmış, Türk Ocakları Danışma Kurulu üyesi rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun sağ kolu çilekeş ve bir o kadar da vatan aşığı büyük dava adamı Erol Dok ağabeyimiz geçtiğimiz günlerde bu hayata veda etmiştir. Ankara Kitap Fuarı’nda kadim dostlarıyla sohbet esnasında kalp krizi geçirmiş, hayatı boyunca emrolduğu gibi dosdoğru olmuş, yine son nefesini de delikanlıca ayakta vermiştir.
Gökkubbede Bir Hoş Sada Bırakarak Rahmet-i Rahmana kavuşan Erol DOK ağabeyimize Allah’tan rahmet yakınlarına, sevenlerine sabır ve baş sağlığı diliyoruz.
Milletimizin başı sağ olsun. Güle güle Yiğit Ağabeyim…